Saat 06, Canan'ın 'Anneeeee, babaaaaa' diye çığlık atması üzerine yataktan fırladım.
- Ne oldu kızım?
- Çişim geldi.
- Tamam, hadi gidelim.
- Tiger'ı da alalım.
- Tamam, ama tuvalete düşürme.
- Bitti mi kızım?
- Bitti.
- Hadi git, yat.
- Ben babamla uyuyacağım, babam gelsin.
- (Hoppalaaa)Tamam kızım gel bizimle uyu.
- Haayııııır, babam gelsin.
- Kızım gel yanımızda yat, ben seni çok özledim hem.
Nazlanarak geldi. Sonraki bir saat boyunca kollarını, bacaklarını karnıma, pijamamın kolundan içeriye sokmaya çalıştı, ben uyuyamadım. Saat 07 olunca eşim Canan'ı uyandırma çalışmalarına başladı.
- Uyan Canancığım sabah oldu.
- Güzel kızım kalkmayacak mı? Bak herkes uyanmış. Ağaçlar uyanmıış, kuşlar uyanmııış, kediler, köpekler uyanmıış. Aaa bak Can bile uyanmış.
- Iıııh, ben annemle kalkacağım.
- Tamam kızım kalkıyorum ben de, sen giyinmeye başla.
- ANNEMLE giyineceğim beeeen.
- Tamam kalktım. Hadi gidelim.
Salonda giyiniyor, sonra biberondan sütünü içerken Caiollou seyrediyor.
- Ben bunu giymem, elbise/etek giyeceğim.
Gidip elbise buldum.
Hayat mücadele...
22 Nisan 2010 Perşembe
Can emekliyor
Şimdiye kadar hep geri geri gidiyordu. Son 3-4 gündür ileriye de emeklemeye başladı. Mizacı ablasından o kadar farklı ki... Canan istemli ve hedefe doğru hareket edebildiğini keşfettiği ilk andan sonra hiç durmadı. Can ise keyfi isterse emekliyor, sürekli hareket halinde olmak gibi bir amacı yok. Ayakta durmayı çok seviyor. Birisi yanına yaklaşırsa (Canan varsa pek sık olmuyor) hemen üzerine tırmanıp ayağa kalkıyor. Annem adımlamayı öğretmiş, ellerinden tutunca yürüyor ve çok hoşuna gidiyor. Bu ara çok üzüldüğüm şey ise hastalık, sünnet, diş derken çocuk kucakta uyumaya alıştı, asla yatağında uyumuyor. Oysa bu sefer ne kadar seviniyordum, Canan gibi yapmadık, kendisi uyuyabiliyor diye. Huyunu bozduk yine işte...Ablasına benzeyen yönüdiş çıkarma krizleri. Can da aynı Canan gibi diş çıkarma döneminde çok huysuz oluyor, uyumuyor, yemiyor, hatta farklı olarak kusuyor. So 1 aydır bir de bununla uğraşıyoruz. Yani durum vaziyet yine ...
Zor zamanlar
Son 1,5 aydır her şey zor... İşle ilgili sıkıntılarım yine tekrarladı. Bu sefer kalıcı değişiklikler yapmaya karar verdim. Tabi benim karar vermem bir şey ifade etmiyor, çoğu şey benim dışımda gelişiyor. Neyse... Bu durum bende biraz stres yaratıyor tabi...Can'ın sünneti ile birlikte Canan'da bir bunalım başladı. Anneannem olsa 'buhran geçiriyor' derdi. Canım benim, onu öyle özlüyorum ki... 'İnsanlar birbirlerinin kıymetini sağlığında bilmeli' derdi, bilebildik mi acaba?
Canan'ın buhranı beni de altüst etti. Sabah kalktığı andan itibaren bir mızıklama ve ağlama seromonisi başlıyor, akşam uyuyana kadar devam ediyor. Hiç bir şeyden memnun olmuyor. Annem kırmızı bir elbise örmüş, tepkisi 'Keşke mavi olsaydı' oldu, maviyi daha çok sevdiğinden değil,çocuğun hayata bakışı bu! Herşeye itiraz etmesi, özellikle de sürekli ağlaması benim dengemi bozdu. Zaten çabuk sinirleniyorum, artık ne yapacağımı bilemiyorum. Sakin bir insan olan kocam bile çıldırıyor. Ah güzel kızım, bize biraz yardımcı olsan. Can ile hemen hiç ilgilenmiyoruz. Ancak Canan odada yokken öpüyor, oynuyoruz onunla. Sürekli Canan ile oynuyor, vakit geçiriyoruz. Daha da ne yapabiliriz bilemiyoruz.
Bu atakta hem sünnet nedeniyle eve çok gelen giden olmasının, hem de Can'ın artık hareketlenip kendini hayatın içine katmaya, dikkat çekmeye çalışmasının katkısı var. Biliyoruz, bu bir süreç ve devam edecek.
Ama çok yoruldum ben...
Canan'ın buhranı beni de altüst etti. Sabah kalktığı andan itibaren bir mızıklama ve ağlama seromonisi başlıyor, akşam uyuyana kadar devam ediyor. Hiç bir şeyden memnun olmuyor. Annem kırmızı bir elbise örmüş, tepkisi 'Keşke mavi olsaydı' oldu, maviyi daha çok sevdiğinden değil,çocuğun hayata bakışı bu! Herşeye itiraz etmesi, özellikle de sürekli ağlaması benim dengemi bozdu. Zaten çabuk sinirleniyorum, artık ne yapacağımı bilemiyorum. Sakin bir insan olan kocam bile çıldırıyor. Ah güzel kızım, bize biraz yardımcı olsan. Can ile hemen hiç ilgilenmiyoruz. Ancak Canan odada yokken öpüyor, oynuyoruz onunla. Sürekli Canan ile oynuyor, vakit geçiriyoruz. Daha da ne yapabiliriz bilemiyoruz.
Bu atakta hem sünnet nedeniyle eve çok gelen giden olmasının, hem de Can'ın artık hareketlenip kendini hayatın içine katmaya, dikkat çekmeye çalışmasının katkısı var. Biliyoruz, bu bir süreç ve devam edecek.
Ama çok yoruldum ben...
8 Nisan 2010 Perşembe
Anjio
Annem kalbinin sıkıştığını, yürürken nefes nefese kaldığını söyleyince bir kontrolden geçirmeye karar verdim. Efor testi sırasında fenalaştı, testi bozuk çıktı. Sonrada hocam anjio almasını önerdi. Apar topar yatırdık ve anjioya alındı. Sonuç normal çıktı neyseki. Bunlar 22 Mart'ta oldu. Şansımıza kayınvalidem ertesi sabah buraya geliyordu. Sağolsun hem anneme, hem de Can'a baktı. Ama bu ani olaylardan Canan çok etkilendi. Annemin onunla oynayamayıp, yatması, babaannesinin Can'a bakması sınırda giden dengeleri bozdu. Sürekli ağlayıp bağırıyor. Hiç bir şeyden memnun olmuyor. Herkes kendisi ile ilgilensin istiyor. Biz de anjio, sünnet, işlerin yoğunluğu, uykusuzluk derken dağılmış durumdayız. Toleransımız az. Evde sürekli bir gerginlik...Ben dokunsanız avazım çıktığı kadar bağıracak durumdayım. Zaten işyerindeki gerginlikler sürekli kafamı meşgul ediyor. Yani durum, vaziyet b...
Sünnet
1 Nisan'da Can sünnet oldu. Ben küçücük oğluma kıyamıyordum, ama babasının sünnet hatıraları pek iyi değil herhalde, bir türlü caydıramadım. Sonunda küçücük Can'ım sünnet oldu. Hastaneye gittiğimizde keyfi gayet iyiydi. Koray Dayımız da gelip bize destek oldu. Daha sonra babası içeriye Can ile birlikte girdi, uyuyuncaya kadar yanında kaldı. İşlem 40 dak kadar sürdü. Eşim yanıma getirdiğinde daha tam uyanamamıştı, ama gözleri kapalı ağlıyordu. Yavrum 10-15 dak hiç susmadan ağladı. Ne yapacağımı bilemedim. Bir türlü avutamadım, susturamadım...Sonunda uyuyakaldı. 8 saattir açtı, susuzdu bu arada. Neyse son bir kontrol edip gönderdiler bizi. Arabada giderken mamasından biraz içti. Eve gittiğimizde keyfi yerine geldi, oynadı. Biraz bir şeyler yedi, bol bol su içti. Sonra da tam 4 saat uyudu. Altını değiştirirken içim fena oluyordu, bu kadar mı kötü görünür! Ama canı pek yanmıyordu herhalde, hareketleri hiç kısıtlanmadı, uyku düzeni bile bozulmadı. Neyse ki şimdi bayağı iyileşti, hemen hemen normal görünüyor. Bu travmayı farkına varmadan atlatması çok iyi oldu diye düşünüyorum şimdi.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)