22 Nisan 2010 Perşembe

Zor zamanlar

Son 1,5 aydır her şey zor... İşle ilgili sıkıntılarım yine tekrarladı. Bu sefer kalıcı değişiklikler yapmaya karar verdim. Tabi benim karar vermem bir şey ifade etmiyor, çoğu şey benim dışımda gelişiyor. Neyse... Bu durum bende biraz stres yaratıyor tabi...Can'ın sünneti ile birlikte Canan'da bir bunalım başladı. Anneannem olsa 'buhran geçiriyor' derdi. Canım benim, onu öyle özlüyorum ki... 'İnsanlar birbirlerinin kıymetini sağlığında bilmeli' derdi, bilebildik mi acaba?
Canan'ın buhranı beni de altüst etti. Sabah kalktığı andan itibaren bir mızıklama ve ağlama seromonisi başlıyor, akşam uyuyana kadar devam ediyor. Hiç bir şeyden memnun olmuyor. Annem kırmızı bir elbise örmüş, tepkisi 'Keşke mavi olsaydı' oldu, maviyi daha çok sevdiğinden değil,çocuğun hayata bakışı bu! Herşeye itiraz etmesi, özellikle de sürekli ağlaması benim dengemi bozdu. Zaten çabuk sinirleniyorum, artık ne yapacağımı bilemiyorum. Sakin bir insan olan kocam bile çıldırıyor. Ah güzel kızım, bize biraz yardımcı olsan. Can ile hemen hiç ilgilenmiyoruz. Ancak Canan odada yokken öpüyor, oynuyoruz onunla. Sürekli Canan ile oynuyor, vakit geçiriyoruz. Daha da ne yapabiliriz bilemiyoruz.
Bu atakta hem sünnet nedeniyle eve çok gelen giden olmasının, hem de Can'ın artık hareketlenip kendini hayatın içine katmaya, dikkat çekmeye çalışmasının katkısı var. Biliyoruz, bu bir süreç ve devam edecek.
Ama çok yoruldum ben...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder