6 Kasım 2010 Cumartesi

Anne mi, baba mı?

Can bu ara anne ile baba sözcüklerini karıştırıyor. Ben evin kapısından giriyorum, 'Babaaaaa' diye üzerime atılıyor, eşime 'Anne' diyor. Bazen kendi kendine 'Anni, anni, ANNİİİİ' diye tutturuyor. Halbuki aylardır anne-baba diyordu, neden karıştırmaya başladı anlamıyoruz. Acaba 'Sen geldin, peki öteki nerde?' mi demek istiyor?

Süper Baba

Eşim bu yazıları okuduğunda 'Benden niye hiç bahsetmiyorsun? Bu çocukların babası hiçbir şey yapmıyor mu?' diye sitem etti. Bilinçli yaptığım bir şey değil halbuki. Eşim çocuklarla o kadar güzel ve o kadar çok ilgilenir ki Süper Baba sıfatını hak ediyor. Doğumlarının ilk anından itibaren bana her konuda her zaman yardımcı ve destek oldu, çocukların herşeyleri ile ilgilendi, hatta benim yapamadıklarımı o yaptı, hala da devam ediyor.
Canan'ın ilk ve büyük aşkıdır o. Her ne kadar Can'ın doğumu ile birlikte araları biraz bozulsa da babası hep özeldir. Eskiden onu daha çok sevdiğini düşünürdüm. Benden daha sabırlıdır, daha fazla nazlar kızını. Can'ın doğumundan sonra Canan'ın herşeyi benimle yapma isteği ortaya çıktı, bu nedenle artık babası ile fazla vakit geçirmiyor. Doğal olarak Süper Baba Can ile ilgilenmek zorunda kalıyor. Canan buna daha da çok kızıyor ve babasına kötü davranmaya başlıyor. Aslında biraz dargın babasına. Eve kardeş getirmek gibi bir kazığı sanki benden beklerdi de, babasından beklemezdi; bu yüzden onu affedemiyor henüz.
Can'ın tabi ki oyun arkadaşı, yemek yediren, uyutan kişi o. Sabah uyanınca yanına ben gidersem: 'Baba?' diyor. Baba evin kapısından girdiğinde ikisinin de koşuşunu görmek muhteşem. Süper Baba ikisini birden kucağına alır, ikisini de öper, koklar. Paylaşamazlar babalarını, birbirlerini itekler, bağırırlar.
Arada kongreye gittiğinde hayatımız derin bir krize giriyor, 2-3 gün bile olsa öyle zorlanıyoruz ki...
Süper Babamız bir tane...

5 Kasım 2010 Cuma

Erken ergenlik

Canan hasta olduğu için o gün okula göndermedik. Evde anneanne, Can ve Bedriye Teyze ile kaldı. Öğlen aradığımda annemin sesi gergindi. Canan:
'Yemek yemedim, anne. Senin gelip yedirmeni bekliyorum.' dedi. Akşama gelebileceğimi anlatmaya çalıştım, nafile tabii. Akşamı zor ettim, erken çıkmaya çalıştım. Eve geldiğimde:
Can: Babaaaaaa!
Ben: Oğlum, anneyim ben.
Can: Baba.
Ben: Ama anneyim ben oooğlum. Canan nerede?
BT: Masanın altında uyuyor.
Ben: Haa, oyun mu oynuyor yani?
BT: Yok, gerçekten uyuyor.
Ben: Nİye???
Canan salonda yemek masasının altına girmiş, başının altında bir kırlent, üzerine aktivite minderini örtmüş, uyuyordu.
Annem: Zor bir gündü.
Okulun veli bilgilendirme toplantısında söylediler, 5 yaş erken adölesans, 6 yaş balayı dönemiymiş.