13 Ağustos 2010 Cuma

Mutfak

Evimizin mutfağı beni uzun süredir rahatsız ediyordu. 10-15 yıllık mutfak. Aslında eski değil, ama üst dolaplardan birinin kapağı yüzüme düşüp 1 hafta mor gözle dolaşmama yol açtığından beri mutfağa gıcığım. Ne zamandır değiştirmek istiyorum. Bir kaç mutfakçı dolaştık, çok pahalı geldi. En önemlisi de proje diye bir saçmalık çizen görevlilerin aymazlıkları beni çileden çıkardı. Önce vazgeçtim. Sonra eşimin bir tanıdığının mutfak şirketi olduğunu hatırladık, onunla konuştuk. Güzel bir proje çizdi, herşey istediğimiz gibi olacak, bu sefer de fiyat çok yüksek geldi. Ben vazgeçtim. Sonra bir sabah eşim mutlaka yaptırmamız gerektiğini söyledi. Gece onu sarsarak uykudan uyandırmışım. 'Kalk, kalk, kalk. Tezgah kırıldı, çimstone kırıldı, kalk.' demişim. Laf anlatmak mümkün olmamış, kalkmak zorunda kalmış. Ben kesinlikle hatırlamıyorum. Çok yorgun ve uykusuz olduğumda böyle şeyler yapıyorum. Neyse, sonuçta mutfağı yaptırdık. Ama 15 gündür ocağımız, mutfakta lavobomuz yoktu. Kayınvalidemin gelişi denk geldi, Can'a o eşimin kardeşinin evinde baktı, annem de ustaların başında durdu. Yıpratıcı bir süreç oldu. Mutfak daha bitmeden annemin evinde kombi için tadilata başlanması da bizi dağıttı. Kayınvalidem evine döndü. Can'a kim bakacak?? Mecburen Canan'ın gittiği anaokulundan yardım istedik. Bebeklere baktıklarını biliyordum zaten. Çok tatlı bir sahibi (Münevver babaanne) ve bir o kadar sevimli yardımcısı (Gül Hanım) ilgilendi Can ile. Münevver Hanım uyurken bile Can'ın başında bekledi. huysuzlandığında Canan'ı çağırdılar sakinleşmesi için. Çok iyi baktılar oğlumuza. Ama küçücük oğlumu kreşe bırakmak zorunda kalmak beni çok üzdü... Altı üstü 8 gün gitti, sonra ateşi çıktı ve annem evinin toparlanmasını bırakıp Can ile kaldı neyse ki...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder