16 Ocak 2010 Cumartesi

Sürekli kızım, oğlum demek tuhaf geliyor, bundan sonra kızımın rumuzu Canan, oğlumunki Can olsun.
Çok sevimli, amatör duyularla yönetilen, ama çocuklarla profesyonelce ilgilenilen, her çocuğun herkesçe tanındığı, tertemiz ve sımsıcak bir kreşe gidiyor kızım. Göndermeye başladığımızdan beri hiçbir pişmanlığımız olmadı. Gönül rahatlığı ile emanet ediyoruz. Kreş sayesinde yemek yemeye başladı. Sosyal yönü açığa çıktı. Öğretmeni sınıftaki herkesle ilgilendiğini söylüyor. Hatta arkadaşlarından birinin annesi çocuğun sınıfa ısınmasına yardımcı olduğu için çok teşekkür etti bize. Bunu detaylı anlatmam lazım.
Bir gün kızımı kreşten almak için gittiğimde bir arkadaşının hediyesi ile birlikte ailesinden bir not ilettiler. Hediye üzerinde Kitty olan çok sevimli pembe bir eldiven. Notta Canan'ın çocuğun hep aklında olduğu ve kendine eldiven alınırken ona da almak istediği çok sevimli ifadelerle yazılmış. Ne diyeğimi şaşırdım. Canan çocuktan pek bahsetmedi bize. Zaten kreşte yaptıklarını, arkadaşlarını hiç anlatmıyor ki...Eşimin tepkisi çok komikti. 'Topuğuna sıkacağım' diyor:)) Tipik kızını paylaşmak istemeyen baba davranışı. Daha sonra arkadaşının annesiyle karşılaştık. Çok sıcak, cıvıl cıvıl biri. Oğluyla ilgili bir blogu olduğunu ve orada Canan'la ilgili kayıtlar olduğunu söyledi. Dİrek yazdıklarını ekliyorum.

Ah bilemezsiniz, hediye eldivenlerin Canan'a gidecegi gece ne heyecan yaşadık.

Etrafında hep kız arkadaşlar var. Bütün komşu çocukları kız mesela.Ama minik Canan farklı onun için, hissedebiliyoruz ailecek.


"Hep Ali'yi, Hep Ali'yi öpüyor.Hiç beni öpmedi?" diyor sessiz sessiz kendi kendine:))
Eldiveni verince öpücük alacağını hayal etti, inanabiliyor musunuz? Tabi bizi de bir korku aldı. Ya öpmezse?
"Canım, sen arkadaşını öp verirken. O öpmeyi akıl edemezse sen onu öpebilirsin"


Canan bizim oğlana yüz vermezse, bizim anaokuluna ısınma çabaları sekteye uğrayacak, kesin.
-------
o sabah, Cananın ailesine küçük bir sevgi mesajı yazdık, hediye elde hevesle çıktık evden okula.
"Canan'a hediyesini göstereceğim, ama sonra getirip vestiyere koyıcaz"(nasılda öğrenmiş okul kurallarını::)
--------
Öğretmenimize fısıldadık öpücük kaygımızı.
"Ah , öyle "cool " ki ben bile öpmeye cesaret edemiyorum bazen X'i."dedi öğretmen bile.Kaygımız onada bulaştı:::))))oğlan duvar, oğlan utangaç::))
--------
Ama minik Canancık umutlarımızdan da tatlı çıktı. Gördüğü an sarılmış X'in boynuna. Bizim soğuk oğlan en sıcak kızı mimlemiş kendine::))Sınıftaki diğer çocuklarda çok beğenmişler, bizde istiyoruz diye sızlanmışlar::(( Çok ayıp oldu şimdi. Ama bu özel bir durum, anladınız mı şimdi::))
---------
ve bugün
Okula geldik ki......
Cananın ailesinden, bize bir kart.
Kart öyle özenli seçilmiş ki.Bir erkek, bir kız çocuk ellerinde eldivenleri, el ele tutuşmular kar altında koşuyorlar... ve havada uçan güzel bir kuş....Hediye için teşekkür ve arkadaşlık bağlarının geliştigine duyulan memnuniyeti anlatan sıcak bir not. Ama can alıcı olan : Cananında evde X'den bahsettiğini satırdı elbette::)))
Bu da Cananın kart'a çizdiği gülen yüz:)

---------
Hergün "hayat nekadar da güzel" dedirten oğlumuza öpücüklerimizle



Bu yazıyı okuduğumda neler hissettiğimi anlatmak çok zor. Ali kim bir kere? Sınıfta bir Ali olduğundan bile haberim yok benim. Sonra bir de bunları okudum.

Büyük aşkımız Canan ne de doğru bir karar ilk aşk için.
Bugün bir kez daha anladım:)
Oğlum anaokuluna giderken arabada yeniden uyuyakaldı. Okula vardığımızda uyanmak istemedi.Boynumu bırakmadı. O sırada tüm arkadaşları tren olmuş kahvaltıya iniyorlardı. Tren başı kim::) Canan.Heyooo.Bizi görünce treni durdurdu Canan.Oğlumun ayakkabılarını değiştirmesini bekledi.Hatta "gel X" diye yanına çağırdı.Arkasındaki çocuklar itiraz ettiler"hayır bugun Canan trenin başı"diye söylendiler. Bildiğim kadarıyla tren başı olmak çok önemli bir mevzu aralarında ve hergün sırayla bir kişi devralıyor. Öğretmen itiraları susturdu "Cananın itirazı yok çocuklar,Canan izin verdiği sürece X tren başı olabilir"
Allahım ne tatlı, ne sıcak bir kız çocuğu. X için treni durduracak kadar içten, yerini ona devredecek kadar paylaşımcı:)


Canan'ın bizim dışımızda bir hayatı var. Benim küçük bebeğimin başka bir hayatı var...Yukarıdaki yazıları defalarca okudum. Kendi kızımı bir başkasının gözünden görmek çok değişik bir duygu yaratıyor. Hep Canan'ın sıcak, paylaşımcı, sosyal bir çocuk olmasını istedim, bu gerçekleşmiş gibi görünüyor. Ama 'Acaba kendi hakkını koruyabiliyor mu? Hep arkadaşlarına mı öncelik veriyor? Kendini hiç düşünmüyor mu?' diye endişelendim. Sonra öğretmeni ile konuştum. Kaygıya gerek yok galiba. 'Birşeyi yapmayacaksınız dediğimde diğer çocuklar kabul ederken Canan neden diye sorgulayıp, itiraz edebiliyor. Paylaşmak istemediğinde oyuncağını vermiyor, elinden alınmasına izin vermiyor.' dedi. İçim biraz rahatladı. Onun gerçek dünya ile tanıştığında incinmesini istemiyorum, endişeleniyorum, korkuyorum. O dünyada onu korumam mümkün değil, asıl sorunum bu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder